Bilecik ili Gölpazarı ilçesi Kümbet Köyü Sitemize Hoş Geldiniz.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bilecik ili Gölpazarı ilçesi Kümbet Köyü Sitemize Hoş Geldiniz.

Bilecik İli Gölpazarı İlçesi Kümbet Köyü forum sitesi
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hayır Diyebilmenin Gücü

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
RaMaZaNDoGrU
RaMaZaNDoGrU
RaMaZaNDoGrU
RaMaZaNDoGrU


Ikizler Mesaj Sayısı : 232
hizmet gücü : 375
Teşekkür Edenler : 5
Doğum tarihi : 23/05/85

Hayır Diyebilmenin Gücü Empty
MesajKonu: Hayır Diyebilmenin Gücü   Hayır Diyebilmenin Gücü Icon_minitimeÇarş. Tem. 01 2009, 20:50

Hayır Diyebilmenin Gücü

Hayır diyebilmenin gücünü, Hayır diyemediğimiz de ise neler kaybettiğimizi yazmak istedim…
Çocukların çok rahatlıkla söylediği, hayır dediklerinde kimsenin onlara kızamadığı, kabullenildiği ama yaş ilerledikçe söyleyemediğimiz bu basit gibi görünen kelimeden yaşımız büyüdükçe korkarız ve bedelini de ağır öderiz…

Neden "Hayır" diyemeyiz?
Kimse kırılmasın, üzülmesin, ayıp olur, saygısızlık olmasın,hayır dediğimde sevilmem, yalnız kalırım, bana küserler, beni suçlarlar vs vs deriz ama hayır diyemeyiz..
Nasıl bir korkudur ki tüm yaşamımızı ele geçirmiş bu kadar basit bir kelime…
Kendimize neler yapıyoruz böyle? İşte en büyük yalanımız da "onlar mutlu olsun bende mutlu olurum" deriz…ben kendimden vazgeçerim deriz aslında…
Hadi bu ay hayır demeyi öğrenelim…
Kim bilir bugüne kadar istemediğimiz ne kadar çok şey yapmışızdır? İstemediğimiz davetlere katılmak, istemediğimiz işleri yapmak, devam etmek istemediğimiz ilişkiler, arkadaşlıklar, hatta bağımlılıklar bile hayır diyemediğimiz için bizi ele geçirirler…
Sonra sinirleniyoruz, kızıyoruz ve sonuçta kendimizin bile anlamadığı bir şekilde öfke patlamaları ile ya işten ayrılıklar yaşanıyor ya ilişkiler ve arkadaşlıklar kötü bir şekilde sonuçlanıyor…neden zamanında hayır diyemedik ve anlamsız bir noktada patladık, hatta bu patlamalar yüzünden deli ünvanını bile aldık…
Kendimize ne kadar büyük bir haksızlık yapıyoruz farkında mısınız? Her hayır diyemediğimizde bizden bir parça kopar, en büyük ihaneti kendimize yaparız aslında…
Hayır diyemediğimiz olaylardan bir örnek…Kendiniz için bir program yapmışsınız, örneğin spora gideceksiniz,çok sevdiğiniz bir arkadaşınız diyor ki hadi hayatım şuraya gidelim ilk başta "ben spora gidecektim" diyorsunuz "aman boş ver yarın gidersin" diyor, kendinize göre onu kıramıyorsunuz, arkadaşınızın istediği yere gidiyorsunuz…evet ordasınız ama içiniz çok rahat değil çünkü spora odaklanmıştınız spor yapıp rahatlayacaktınız, kendiniz ile ilgili planlarınız vardı,ama bozuldu.Gittiğiniz ortamda bir şekilde iyi vakit geçirdiğinizi bile sanarak eğlenmeye çalışıyorsunuz. Dış görünüşünüz eğleniyor gibi yapıyor içinizdeki siz gerçeği bilerek yaşıyor. Siz kendinizden yapmak istediğinizden vazgeçtiniz, başka bir zaman yine o arkadaşınız diyor ki şunu yapalım buraya gidelim bazen kendi programınızı bozuyor bazen programınız olmasa bile eve gidip ayaklarınızı uzatıp kendinizle vakit geçirmek isteseniz bile her seferinde "hayır" ben gelmek istemiyorum diyemediğiniz için arkadaşınızı kırmak, üzmek, küstürmek istemediğiniz için onun yapmış olduğu programlar dahilinde hareket ediyorsunuz.
Sonra bir gün geliyor artık o kadar içiniz dolmuş ki onun çok iyi niyetli bir şekilde söylemiş olduğu şuraya gidelim mi lafı bile, yada o anda bambaşka bir olayla ilgili yapmış olduğu herhangi bir yorum bile sizi çileden çıkarabiliyor veya arkadaşınızla olan ilişkinizde saçma sapan bir noktada öfkeyle kızgınlıkla bağırıyor onu suçluyor işim var diyorsunuz veya patlıyorsunuz, kavga çıkarıyorsunuz. Arkadaşınız şaşkınlıkla sizi izliyor ne oldu ki şimdi? Ben ne yaptım şimdi? Niye bu kadar parladı ki niye kızdı? diyor.
Nerden bilebilir ki? Onun davet ettiği bir çok yere aslında gitmek istemediğinizi, kendinizi ifade etmediğiniz için belki de ona bile söylemeden bir çok programınızı iptal edip onunla olduğunuzu, içinizdeki çalkantıları arkadaşınız nereden bilebilir.
Belki siz bir çok varsayımlarda bulunarak onun üzgün olduğunu düşündünüz ve onunla oldunuz,size ihtiyacı olduğunu düşünmek hoşunuza gitti onunla oldunuz, kendi duygularınızı planlarınızı yok sayarak onunla oldunuz. Siz gitmeseydiniz belki başka insanlarla olacaktı ama siz belki de bunu kıskandınız ve onunla oldunuz kim bilebilir ki?
Peki sonuçta ne yapıyoruz? Kendi duygularımızla yüzleşmek neyi neden yaptığımızın farkına varmak yerine tüm sorumluluğu suçlamayı başkalarına atıyoruz..
Siz hep arkadaşınızı suçluyorsunuz onun yüzünden ailem ile görüşmedim, spora gitmedim, onun ihtiyacı var diye işten erken çıktım, sırf o mutlu olsun diye onun istediği şekilde davrandım diye yaşamınızdaki diğer insanlara durumu şikayet ederek kendinizi haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz kızgınlığınız ve öfkeniz daha da artıyor.
Davet eden kim arkadaşınız? Kendi programını iptal eden kim siz.bunları tekrarlayan kim yine siz.O istedi siz verdiniz, o istedi siz vermeye devam ettiniz.Eğer suçlanacak biri varsa burada suçlu kim?
Hayır diyemediğiniz için mi suçluyorsunuz karşınızdakini, bana baskı yapıyor,beni kısıtlıyor, bencil, sadece kendisini düşünüyor vs .diye… niye ona kızıyorsunuz ki? farkına varın ki aslında siz kendinize kızıyorsunuz.
Ne kadar ilginç ki bu tip durumlarda biz sadece kendimize kızıyoruz. Kendimize olan kızgınlığımız ve öfke birikimi ile de en iyi ihtimalle çevremizdeki kişileri kaybediyor en kötü ihtimalle de kendimize olan kızgınlık öfke biriktikçe de kendimizi hasta ediyoruz.
Kendimize yapmış olduğumuz haksızlıklara bakar mısınız? Siz her hayır diyemediğinizde aslında evrene şu mesajı veriyorsunuz…ben önemli, değerli değilim. O daha önemli daha değerli. O hak ediyor ben hak etmiyorum,sonra kimsenin size değer vermediğinden mi şikayet ediyorsunuz davranışlarınızla düşüncelerinizle evrene nasıl mesajlar verirseniz yaşamınızdaki diğer insanlarda yaşam da size o şekilde davranacaktır.
Bunu her insan yaşamındaki, en az bir kişiye yapıyor, ailesine işine eşine vs..her geçen günde kişi sayısı artıyor. Hayır derseniz kendi isteklerinizi söylerseniz ya reddedilirsiniz ya yalnız kalırsanız ya sizi bir daha hiçbir yere davet etmezlerse ya sizi sevmezlerse ya artık size ihtiyaç duymazlarsa diye bir çok duyguyla yaşadıkça bir bakıyorsunuz ki yaşamınızın her noktasında aynı davranış biçimini sergilemişsiniz. Hep evet demenin herkesi mutlu etmeye çalışmanın sorumluluğu ve yaşamınıza getirdiği yükler her geçen gün artıyor.
Eşiniz sizden bir şey istiyor ,çocuğunuz istiyor, komşunuz, patronunuz , çalışanınız,devletiniz bir bakmışsınız ki farkında bile olmadan bu insanlar sizi yönetmeye başlamışlar.Peki neden çünkü siz hayır diyemiyorsunuz, benim isteğim bu diyemiyorsunuz.
Muhakkak sizde başkalarına yapıyorsunuz.Herkesin gücü yettiğine derler ya,çok sevdiğiniz bir arkadaşınız size siz çocuğunuza,eşinize vs…
Peki çıkış noktası nedir hayır dersem ne olur…
Şunu özellikle belirtmek istiyorum benim burada anlattıklarım; hayır kelimesini yaşam biçimi haline getirerek her söze hayır diye başlayanlar değil, kendi değerine sahip çıkmadan kendini yok sayarak herkesi yada sadece kendinden daha çok değer verdiği bir kişiyi merkezine alarak onu mutlu etmeye çalışan yada korkuları tarafından yönetilip, esir alındığı için hayır diyemeyenlere tüm bu yazdıklarım.
Madem bizler herkesin mutluluğunu düşünüyoruz o zaman her insanın kendi istekleri doğrultusunda yaşamasına izin verelim. Birisi bize hayır dediğinde saygı duyalım. Bunu hemen kişisel algılayıp varsayımlarda bulunmadan olduğu gibi kabul edelim.
Hayır diyemiyorsak altında yatan korkular ile kendimize neler yaptığımıza bakalım.
Her şeye evet diyerek kendimizden vazgeçer başkalarının bize bağımlı olmasına neden oluruz. Sonra boğuluyorum bensiz adım atmıyor kendi başıma kalamıyorum özgür olamıyorum der kendi isteğimizle almış olduğumuz bu yükün altında eziliriz..
Gereğini yapmak ayrı bir şeydir. Gerektiğinde sevgiyle hayır demeyi öğrenmek gerekir.
Hayır diyemediğimizde gücümüzü başkalarına devrederiz,bizi yönetmelerine izin veririz..
Gücümüz bize ait bizim içimizde kimse bizi yönetemez biz izin vermediğimiz müddetçe
Her hayır diyemediğimizde kendimizden veririz, o zaman yaşam alanlarındaki tüm dengemiz bozulur.
Hayır diyemediğimizde başkalarının da kendi güçleri ile var olmalarına engel olup onları da güçsüzleştiririz. Bazen hayır kelimesi ile karşımızdaki insanın neler yapabileceğini aslında ona ne kadar büyük bir iyilik yaptığımızı tahmin bile edemezsiniz. Başka bir örnek daha vermek istiyorum.
Birisi sizden para ister verirsiniz tekrar ister verirsiniz bu böyle devam eder, kendinize bağımlı hale getirirsiniz, artık o kişi bilir ki ihtiyaçları sizin tarafınızdan karşılanıyor, kendisi hiçbir çaba sarf etmez, alışmıştır borç adı altında sizden aldığı paralarla yaşamaya…ama bir gün gelir hayır yok dersiniz…yada hayır diyemediğiniz için kaçarsınız telefonlarına bile çıkmazsınız, bir bakarsınız ki karşınızdaki kişi bir zaman sonra öyle güzel işler yapmaya başlamıştır ki kendi içindeki tüm potansiyeli kullanmayı öğrenir,belki harika bir işe girer, belki içinde saklı olan yaratıcılığı artık dibe vurduğu anda ortaya çıkar vs..
Bu yüzden hayır dediğinizde suçluluk duymadan bahane uydurmadan yalan söylemeden kendinizi tam olarak onaylayarak hayır diyin…o zaman kimse sizi suçlamaz size kızmaz eleştirmez. İnsanların tüm ihtiyaçlarını karşılamak değildir görevimiz. Şefkatimiz ile anlayışımız ile sevgimiz ile çevremizdeki kişilerin yanında olmak gereği ne ise onu yapmaktır bizim görevimiz. Onları bazen cesaretlendirmek kendi içlerindeki gücü ve yapabileceklerini anlatmak,onlara güvendiğimizi,inandığımızı söylemek, sevgiyle sarmaktır esas ihtiyaçları gideren şey.Sadece kendin olmaktır sevgiyle var olmaktır çoğu zaman diğer yaşamları da iyileştiren şey.
Bugüne kadar kimseye haksızlık yapmadım herkesin hakkını verdim, mutlu olmasını sağladım ben çok iyi bir insanım ama neden hep haksızlığa uğruyorum neden hep insanlar beni kullanıyor beni üzmeye çalışıyor diyebilirsiniz.
Çünkü en büyük haksızlığı siz kendinize yapıyorsunuz!!! Başkalarına verirken kendi isteklerinizden değerinizden arzularınızdan değil,sadece sevgiyle verin koşulsuz, beklenti olmadan bir korku duymadan kendinize haksızlık yapmadan kendinize ihanet etmeden verin.Sevgiyle verdiğinizde almış olduğunuz her karar yapmış olduğunuz her davranış sizde sevinç ve coşku uyandırır..içinizi sıkan kendinizi kötü hissetmenize kendinizi sorgulamanıza neden olan kararlar ruhunuzun yükselmesini değil acı çekmesine,sıkışmasına neden olur..
Yaşınız kaç olursa olsun, ne yaşarsanız yaşamış olun şimdi bir karar verin. Lütfen kendi değerinize içinizdeki güce kendi değerinize sahip çıkın, farkındalıkla yaşadıklarınıza bir bakın bugüne kadar merkezinize kimleri koydunuz ve neden hayır diyemediniz. Kimlere gücünüzü devrettiniz? duygularınız neydi,neden korktunuz? Kaybetmek, yalnızlık, sevgisizlik…
Kimseyi suçlamadan şimdi yaptıklarınızın, tüm davranışlarınızın,yaşadıklarınızın ve seçimlerinizin sorumluluğunu alarak başlayın hayata…
Unutmayın ki onlar istedi siz verdiniz …aslında tüm kızgınlığınız kendinize…ama bu güne kadar hep başkalarını suçladınız, kızdınız, söylendiniz,şikayet ettiniz…
Şimdi özür dileyin bu insanlardan aslında kendinize yapmış olduğunuz tüm bu haksızlıklar için kendinizi affedin ve bağışlayın. Kendi değerinize sahip çıkın.Önce siz mutlu olun ki başkaları da mutlu olabilsin..Enerji böyle bir şeydir..Ben enerjimi ne kadar yükseltirsem ne kadar coşku ve sevinç dolu olursam o kadar güzel bir enerji yayarım ki yaşama, işte o anda tüm üzüntüler sevgiye dönüşür.Çok üzüntülü olan bir insan hani der ya, ayy iyi ki geldin havam değişti,şimdi kendimi daha iyi hissediyorum…işte böyle bir şey…
Kendinizi ve yaptıklarınızın sorumluluğunu alın ve bunlar için kendinizi onaylayın.
İstemediğiniz içinizi huzursuz eden bir kararı uygulamayın olasılıklara bakın o an sizi ne mutlu eder..kendinizi mutlu edecek adımları atın, onları uygulayın…bırakın insanlar ne düşünecek diye…bana sorun çıkarır demeyi bırakın… siz kendinizi onaylamadığınız kendinizi suçladığınız için başkaları sorun çıkarır…almış olduğunuz kararlarda suçlanıyor veya eleştiriliyorsanız bilin ki siz kendinizi onaylamadığınız için bu yaşanıyor.
İnsanları yaşanan tüm deneyimleri olduğu gibi sevgiyle kabul edin varsayımlarda bulunmayın.Başka insanların kararlarına yaşamlarına saygı duyun…
Anlayışla ve şefkatle kabullenmeyi öğrenin…Bunu önce kendinize uygulayın…
Hep şunu hatırlayın, bilin ki YAŞAM SENİNLE BAŞLAR…
Öncelikle siz kendinize,yaşamınıza,işinize, zamanınıza bilginize, enerjinize, vermiş olduğunuz hizmete önem ve değer verirseniz, saygı duyarsanız,atmış olduğunuz her adım için kendinizi onaylayarak hareket ederseniz merkezinizde kalarak gücünüze sahip çıkarak sevgiyle uyum ve denge içinde yaşarsınız…işte o zaman mutlulukta huzurda seninle olur…senden de tüm evrene yayılan güzel bir ışık olur.
Işığınızı kendinize sahip çıkarak yükseltin. Ruhunuzun istekleri ve arzuları doğrultusunda yaşayın.
Bu ay için ayrıca sınavlara girerek kendilerine yepyeni yollar açacak olan tüm çocuklarımıza başarılar diliyorum, yolunuz açık olsun ışık ve sevgiyle aydınlansın.
Bu ay için çok anlamlı başka bir gün daha var..
Sadece anda kalarak her anınızı sevgiyle yaşamanız dileğiyle…
Kendinizden vazgeçmeyin…yaşamın hakkını vererek sevgiyle coşkuyla mutlulukla yaşayın…
Sevgilerimle…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kumbetliyiz.com
.
YüzBaşı
YüzBaşı



Oğlak Mesaj Sayısı : 385
hizmet gücü : 757
Teşekkür Edenler : 9
Doğum tarihi : 01/01/20

Hayır Diyebilmenin Gücü Empty
MesajKonu: Geri: Hayır Diyebilmenin Gücü   Hayır Diyebilmenin Gücü Icon_minitimeÇarş. Tem. 01 2009, 21:53

uzun baya ama okudum gerçekten çok güzel bilgiler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hayır Diyebilmenin Gücü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilecik ili Gölpazarı ilçesi Kümbet Köyü Sitemize Hoş Geldiniz. :: İslam, Din, İman, Fıkıh :: İslam, Din, İman, Fıkıh-
Buraya geçin: